HBO’nun 2019’da yayınadığı 5 bölümlük Chernobyl dizisini, sadece Lenin I Nuclear Power Station’daki 4. reaktörün patlama hikayesini anlatan bir dizi olarak değerlendirmek dizi için hem büyük haksızlık olur hem de konusundan eksik bahsetmek olur. Bu dizi aslında birebir olarak Doğu ve Batı toplumlarının, daha da özelinde Doğu ve Batı felsefesini ve bu felsefe üzerine inşa edilmiş sosyal yapı ve bu sosyal yapının yönetim şekli olarak siyaset yaşamlarının bir tasviri demek daha doğru olacaktır. Bu yazı dizisinde tek tek her bölümde olan biteni Doğu ve Batı toplumlarının sosyal yapıları, yönetim anlayışları yani kabaca açık ve kapalı toplum olma tarafından değerlendireceğiz. Yazıların içerisinde de bir yere kadar metinlerarasılık da söz konusu olacak. Bunun için yine baz olarak Platon ve Aristoteles’in iyi toplum idealarından, Karl Popper’ın Açık Toplum ve Düşmanları metinlerine atıflar vererek okumalar (her ne kadar bu kelimeyi bu anlamıyla kullanmak hoşuma gitmese de) yapmaya gayret edeceğiz. Bunun altında da metafizik tanımların özellikle hiçbir işe yaramadığı alanlara da atıf yapacağız. Bunun için Schopenhauer’in Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Koku Üzerine çalışmasına da referans vereceğiz. Daha sonra da genel olarak Doğu toplumlarının benzerliklerini, olaylara bakış açılarını ve durumu idare etme yöntemlerine eleştirilerde bulunacağız.
Chernobyl dizisi temelde analitik olarak anlatılması çok zor konuları kendi hikayeleştirdiği meselinde çok rahat şekilde anlatmaktadır. Burada liyakatsızlığın yol açacağı sorunlardan, retoriğin tehlikelerine kadar varan geniş bir spektrumda genel olarak politikada ve uygulamada günlük siyasette kullanılan birer araç olarak bu unsurların nasıl sadece olayların cereyan ettiği toprakların dışına çıkıp bir anda uluslararasılaşabildiğini de çok iyi bir şekilde sunmaktadır. Böylelikle de her ülkenin kendi kaderini belirleme özgürlüğünün aslında diğer ülkeler bazında da sadece kaynaklara daha fazla erişim yarışı çerçevesinde değil direkt olarak bir tür/ün varoluş problemi dahi oluşturabileceği saplamasını yapıp, uluslararası politiğin neden ta ki tek dünya devleti düzenine geçilene kadar son bulmayacağını göstereceğiz. Bunları yaparken de zorlama ileri okumalar yaparak değik, birebir olarak dizi içerisinden sahnelerin yorumlamalarıyla destekleyerek yapacağız. Burada da kalmayıp, dünya ortak siyaset felsfesi mirasına katkıda bulunmuş filozofların vurgu yaptıkları konularla bağlantılarını yapıp bir izah vermeye çalışacağız.
Chernobyl gafleti, beceriksiz ve dalkavuk bir ulusun Batı medeniyeti ile haddini aşan bir yarış içerisine girip kendisini yok oluşun eşiğine getirdiği tarihi bir olaydır. Verdiği zarar kendisi ile kalmayıp, komşu ülkelere kadar yayılmıştır. Bugün Türkiye’nin -benim de bir mensubu olduğum- Doğu Karadeniz bölgesinde yaşanan acıların -kanser kaynaklı- bir müsebbibi olarak beceriksiz ve cahil yönetim kadrosuyla, insanlık onuruna yakışmayan yönetim anlayışıyla bugün tarihin tozlu sayflarına gömülmüş olan Sovyetler’in geçmişte nasıl bir tehlike olduğunun ve Sovyetlerin kalıntısı harabe ülke Rusya’nın da bugün ne büyük bir tehlike olduğuna dair farkındalığın geliştirilmesi için bu yazının önemli bir yer tutacağını düşünmek yersiz olmayacaktır. Bu dizinin de sadece bir tür ABD ya da Batı propagandası olduğu yönündeki söylemler ile hafifletilemeyecek kadar hakikat barındırdığını da hatırlatarak, özellikle önümüzdeki dönemde, Rusya’nın Türkiye üzerindeki tarihten gelen kötü emellerinin de konuşulduğu bir sonuç bölümü ile de bitireceğiz.
Yazının ilk bölümünde, liyakatsizliğin yol açtığı ve bu patlamada rol alan beceriksiz karakterlerin tanıtımı yapılacaktır. Daha sonra siyasi yaşamda retoriğin tehlikesi ve yaşça ileri olan insanların nasıl yeni kuşakları insan yerine koymadıklarını ve kendi hayatlarının sonuna yaklaşıkça, gerçeklik algılarını kaybedip rahatlıkla çılgınca kararlar alabildiklerini konuşarak bu giriş kısmını bitireceğiz. İkinci bölümde ehil kadroların hakikat odaklı olup siyasi hırslar ile hareket edenlerin de ne denli büyük hatalar yaptıklarının vurgulanması ile devam edecek. Üçüncü bölümde ise uluslarası politikte söylenen yalanlar ve ulusu ayakta tutmak için bireylere pompalanan milliyetçilik bilicinin istismarı ve bunun yol açtığı tehlikeler ve yıkımları irdeleyeceğiz. Dördüncü bölümde yönetimlerin yanlış kararlarının bireyler üzerindeki felaket sonuçları ve devlet nezdinde bireyin kapalı toplumlarda hiçbir kıymetinin olmadığı konusundaki saptamaları sunacağız. Beşinci bölümde de bu tür kapalı toplumların yaşanan kazalardan hala daha nasıl ders almamak için uğraştıklarını tek meselelerinin belli bir kesimin çıkarlarını korumak olduğunu tartışacağız. Gorbachev’in daha sonra Chernobyl gafletinin Sovyetlerin sonunu hazırladığını kabul etmesi, bütün konuyu aslında kendi özelinde politikleştirmiştir. Büyük olayların siyasi etkileri daima olur, bunun üzerine de bir kapanış yazısı ile büyün yazı dizisini bitireceğiz.
vnimaniye vnimaniye
Göz altılması faydalı olacak diğer yazılar:
Politika Nedir? Siyaset Nedir?