Connect with us

Hi, what are you looking for?

merkez bankası

Econ 101

Okunma Süresi: 6 Dakika

Merkez Bankası

Ekonominin daha çok aslında direkt olarak finansın bilinen sanılan bilinmeyenlerinin başında gelenlerinden birisi bence merkez bankası ve dolayısıyla bunun hemen peşi sıra gelen unsur, rezerv:

Bankanın ne olduğunu günlük hayattaki işleyişinden az çok biliyoruz fakat ya peki merkez bankası? “Ya işte bankaların merkezi, bütün bankalar merkez bankasına bağlıdır” gibi bir düz mantık çalışabilir hemen akıllarda. İşin tehlikeli kısmı da tam olarak bu zaten. Öyle düz şekilde çalışan mantığın önünü kasıtlı olarak kesmeyerek yanlış yere varsın diye dizayn edilmiştir bu finans dünyasında. Kişi o şeyi biliyorum sanırken aslında birkaç nüans yüzünden sonuna kadar o biliyiorum sandığı şeyden zarar görür. Onca yılın sömürülmüşlüğünü de kabul edecek değil ya, günün sonunda, buna ses etmez. Bu bir nevi düzenli şekilde cebinizden para çalan birini yakalayamayıp yakaladıktan sonra da ses etmemek ile aynı şeydir. Biz bunu enflasyon olarak biliyoruz. Merkez bankalarının da asıl görevi o ekonomideki rayiç faiz oranını belirlemektir. Not olarak akıllarda kalsın, ABD merkez bankası sadece dünyada faiz kontrolü ile birlikte bir de işsizlik oranını da tutturmak zorundadır. İnsanların nelere nelere razı geldiklerini ve bunun neredeyse sınırının olmadığını da aklımızın bir köşesine koymak ve bunu kabul etmek bize büyük faydalar sağalar deyip konumuza biz geri dönelim.

Rezerv nedir?

Merkez bankasından önce ben “Rezerv nedir?” konusuna değinmek yerinde olacak. Neden “Merkez bankasında para kalmamış.” demiyoruz da “Rezervler düşük.” diyoruz? Hadi günlük hayatta finans kafe muhabbetleri yaparken belki “Merkez bankasının parası bitmiş” diyebiliriz de bu peki literatürde neden rezerv olarak addediliyor? Sadece fancy bir laf olsun diye mi? Tabii ki hayır. İşte burada yine geliyoruz paranın tanımına. Paranın en temel düzeyde üç tane işlevi vardır. Bunlardan birincisi takas esnasında kullanılmasıdır. İlk özelliği budur yani paranın. İkinci özelliği de değer biriktirmenin, servet biriktirmenin bir yoludur. Üçüncüsü de mobilite sağlamasıdır. Peşinizde gezdirebilirsiniz paranızı. Para olmasaydı bütün mal varlığınızı sırtınızda taşımanız gerekecekti. Bugünlerde parayı bile taşımak artık başlı başına bir dert. Dijital para bu yönüyle de bir gereksinim. Sadece bu haliyle değil, yurtdışına temelli taşınanlar bilecektir, bir ülkedeki varlığınızı başka bir ülkeye taşımanın tek yolu vardır; o da swift. Bu da ABD’nin elinde temel olarak. Uluslararası EFT gibi bir şey yani ve bu da çok pahalı. Ciddi masrafları var. Saçma sapan da bir olay. O yüzden bu kripto paralar tedavüle tamamen girdiği zaman herkesin parası her yerde geçecek ve çok kolay bir şekilde eşanj edilebilir.- şanzıman, şanjman, changer, heat exchanger eşanjör-

Rezerv denen şey özü itibariyle paradır fakat paranın bu üç işlevinden birinin eksik olduğu türde bir paradır. Yani tedavüldedir fakat dolaşımda değildir. Yani rezerv ile taksit ödenmez, rezerv ile mal alınmaz. Rezerv aslında zahiri olarak vardır aslında o para dolaşımda olan paranın teminatıdır. Paranın asıl olanıdır. Bunu da şöyle anlatmak mümkün: bankacılık temelde bankaya para yatıranların hepsinin aynı anda paralarını hiçbir zaman istememelerinin fark edilmesi sonucunda ortaya çıkan bir iş alanıdır. Benim en son bildiğim, Türkiye’de bankalar parasal olarak yapacaklar her türlü hacmin yüzde onunu merkez bankasında rezerv olarak tutmak zorundadırlar. Yani şöyle, siz bir bankasınız ve merkez bankasına koyduğunuz paranın ön katı kadar işlem yapabiliyorsunuz. Nedir bu işlemler? En basit manada kredi dağıtmak, borç vermek gibi şeyler.

Şimdi buradaki mantık ile de merkez bankasındaki devlet rezervleri aslında o ülke içerisinde bütün ekonomik aktivite esnasında ve sonucunda dolaşan ve dolaşmış olacak olan paranın teminatıdır. Çünkü para böyle bir şeydir. Para aslında yoktur. Paranın arkasında güven vardır. O güven de merkez bankasıdır. Merkez bankasında rezerv olmaması demek kafeinsiz kahve gibi bir şey demektir. Anlamsızdır. C vitaminsiz c vitamini tableti gibi bir şeydir. Merkez bankasının tek görevi, piyasaya “Siz oynayın, ben buradayım.” demektir. Bunu da evet, bir yere kadar lafla yaparsınız. Bir yerden sonrasında da “lafa bakılmaz, ayinesi kişinin iştir” hesabına kasasında “Piyasada olası bir problem olduğu zaman kullanabileceği gerçekten ne kadar para var?” diye bakılır. Bu rezerv de ister döviz ister altın -altın zaten döviz demektir- olarak tutabilir. Bunun brütü ve neti var bir de. Bunu başka bir yazımda yazmıştım ama burada da tekrar edelim sorun değil: Kendi parası ile merkez bankasının elinde tuttuğu, bu onun net rezervidir. Bir de işte sağdan soldan başka türlü teminatlar ve swap aracılığı ile filan biraz daha para olabilir. Bu da toplamda onun brüt rezervi olacaktır kendi parası ile yekün aldığımız zaman.

Merkez bankasında para aslında rezervdir ve aslında piyasadaki paranın dolanan o anlamsız dijital sayıların aslıdır, teminatıdır. Merkez bankalarındaki para ile mal ya da hizmet alınmaz. Merkez bankalarındaki para ile mal ve hizmet arzı güven altına alınır. Rezerv bu yüzden önemlidir. Rezerv, özü itibariyle, gerçekten emek harcanarak kazanılmış para olması gerekir özü itibariyle aksi halde enflasyon yaratır. Şunu demek istiyorum, bir ülke sınırsız para basarak ya da yaratarak ekonomik aktivitelerin güvenini sağlayamaz. Bunu aslında ABD dahi sonsuza kadar yapamaz, bir yerde o para birime olan güven azalır. Merkez bankası rezervleri ile o yüzden fazla oynanmaz ya da al sat yapılmaz. “Bitcoin aldı; çıktı, sattı. / Altın aldı; çıktı, sattı, para kazandı.” değil. Zaten asıl olan para değil, mal sahibi olmaktır. Mal satılmak için yoktur, almak için vardır. Ama mal zamanla eskir, buna da depreciation yanı amortisman denir. O malın ömrü bittiğinde yerine yenisinin konulması için kenara aktarılması gereken paradır. Fakat günümüz kredili sisteminde mal daha resmî şekilde sahip olunmadan ele alındığı için ilk önce kredisi ödenecek de ondan sonra amortismanina kaynak aktarılacak… Adı üstüne amortisman yani yerine yenisini koyma işlemi demek. Amorti edecek, kendi kendini kurtaracak. O yüzden Türkiye’de insanlar borç harç lüks araba alırlar, bunun taksitlerini eğer ödeyebilirlerse -o da güç bela- öderler ve o araba orada kalır. Yenilenemez hiçbir zaman. Çünkü amortismanı için aktarılacak kaynakları kalmaz. Dolayısıyla ekonomilerinin çarkları dönmez, borç batağına düşerler ve ölürler. Türk insanının tüketim anlayışı tamamen budur.

Türkiye’de merkez bankası yönetimi

Türk insanı böyle ise merkez bankası Avrupa standardında yönetilecek değil ya! İşte o da Türk usulü yönetiliyor. Rezervler sanki paraymış gibi kullanılıyor ve bugün işte net rezervleri negatif olan yani aslında kasasındaki paranın sahibi olmadığı bir merkez bankası ile karşı karşıyayız. Normal şartlar altında ekonomik faaliyetlerin teminatı yok şu an Türkiye’deki. Yani birinin çeki patlasa bunun karşılığı yok. “Ohoo, bu zaten hep öyle ki Türkiye’de.” denebilir. İşte o yüzden zaten kayıt dışı ekonomi çok büyük bir pay tutuyor Türkiye’de, bu ayrı bir sorun. Ortaya çek yazılıyor. Kimse patlatmıyor çeki ve sonra sahibine geri dönüyor. Ekonomik aktivite gerçekleşiyor ama kimsenin eline para geçmiyor. Bu mümkün mü? Mümkün tabii ki.

Örneğin dolar… Diyelim ki Türkiye para birimi dolara geçsin ve piyasada da hiç dolar olmasın. Ne olacak yani, dolar diye millet aç mı kalacak? Sütü olan pirinç almak için süt verecek, ötekisi bulgur karşılığında çikolata alacak filan. İşte dolarsız da basit al-ver tarzı takas düzeyinde bazı transactionlar yani işlemler execute edilebiliyor, yani işleme alınabiliyor. Ancak bazı işlemler de yapılamaz. Ne gibi mesela? Mesela yatırım yapamazsınız. Yani “Siz benden demir ve çimento parası almayın, ben fabrikayı kurayım, buradan üretim yoluyla para kazanınca veririm.” demek olmuyor. Bu manasız çünkü. Böyle bir durumda bunu herkes yapar o zaman. E yapsın, ne var bunda? Olmaz işte, bu sefer kıt kaynaklar verimli kullanılamaz. Zaten ekonominin ilk cümlesi budur: Kıt kaynakları idare etme sanatına ekonomi denir.

Bir de işin FED tarafına gelirsek son kertede; biliyorsunuz FED, sahibinin devlet olmadığı bir merkez bankası. FED para arzı yapabilen bir kurum. Bu arzı da Amerikan devleti tahvil ile karşılıksız basılan parayı sisteme sokar. Aslında bu bildiğiniz kara para aklama yani. FED kafasına göre para basıyor günün sonunda, ABD’de bunu devletin gücünü ve o devlete duyulan güveni kullanarak borçlanma kâğıtlarıyla o parayı aklıyor. Ona, yani o karşılıksız basılan paraya ruhunu bahsediyor. Ortada değer meğer yok. Birinin bastığı tahvil var, ötekisinin bastığı para. Bunlar ile “Al gülüm, ver gülüm.” yapılıyor. Aradaki fark faiz olarak ödeniyor. İşte o faiz aslında gerçek paradır. Bunu da ABD işte topladığı vergilerle ödüyor. Çünkü insanların ödediği vergi gerçek bir ekonomik aktivite sonucu oluşan bir değerin haracıdır. Ne güzel dünya değil mi? Devlet tahvili demek aslında bildiğiniz senet. Nasıl eskiden buzdolabı alırken borç senetleri imzalanıyorsa devletin senedi de tahvildir. Borç veren karşılığında tahvil alır. Borcunu ödeyen de tahvili geri alır. Senet de aynı şekilde çalışır. Senedi elinde tutana yasal yükümlülüğü vardır borçlunun. Onun bu yükümlülüğü de borcunu ödeyip senedi geri satın aldıktan sonra biter. Senedin kendi başına bir değeri yoktur. Nominaldir. Üzerinde bir sayı yazar. Buna karşılık bir değeri vardır. Bunu öderseniz o kâğıdı geri alırsınız. Tahvilde bunun üzerinde bir tahvilin kendi fiyatı var bir de zamana bağlı bir faiz kuponu vardır. Senedin içinde bu faiz baştan hesaplanır, installment taksit halinde taksim edilir her senede.

İşte arkadaşlar insan emeği böyle sömürülür.

Written By

Vitruvius Kadını

3 Comments

3 Comments

  1. Pingback: Merkez Bankasının İletişim Problemi - Post Evre

  2. Pingback: Enflasyondan Korunmak İçin Neler Yapılmalı? - Post Evre

  3. Pingback: Kur Korumali TL Vadeli Mevduat Nedir? -1/2 - Post Evre

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

.

Bunları da beğenebilirsiniz

Econ 101

Enflasyon hakkında konuşmadan önce aslında nominal varlık – reel varlık nedir bunun bir ayrımını yaparak başlamak gerekiyor. Nominal varlık nedir diye anlatmadan önce de...

BIST

Geçtiğimiz sene 2021 ve hatta 2020‘nin devamı gibi olduğu için 2020‘den bu yana düşünmek daha doğru olacaktır, dünya borsalarında ilginç hareketler gördük. Bundan tabii...

Sosyoloji

Politikayı küçümseyen ya da bir kenara koyan her birey profesyonel hayatında kaybetmeye mahkumdur, hadi hadi kayıp demeyelim de büyük bir potansiyelin kaybı diyelim buna....

Ekonomi

Türkiye’de konservatif kapital, yani konservatif kafanın, zihniyetin elindeki sermaye 21. yüzyıl ideallerini anlamanın çok uzağında olduğundan kendisini 21. yüzyılın ikinci yarısına atmayı başaramayacak. Bunun...

Felsefe

Klasik dönem felsefecilerinden Platon ve Aristoteles‘in insan-topluluk-devlet anlayışı üzerinden siyaset nedir, neden yapılır, neden yapılmalıdır gibi konuları konuşacağımız bir yazı olacak. Bunu anlatırken de...

Finans

Bu yazı daha önce başka bir yerde yayınlanmamış, direkt olarak Postevre’ye yazılmış bir yazı olacak ve konumuz da DeFi yani Merkeziyetsiz Finans. DeFi denen...

Econ 101

Enflasyonist ortamda paranın değerini korumak için yapılması gerekenler tarafında bu sefer daha özele inip borsa yatırımı enflasyonist ortamda iyi bir fikir midir konusunu tartışmamız...

Econ 101

Merkez bankaları bulundukları ülke piyasanın sorunsuz işlemesi için gerekli para arzını ve akışını kontrol eden bağımsız kurumlar olarak ortaya çıkmışlardır. Bu yazıda merkez bankacılığı...

Sitemizde bulunan toplam yazı sayısı: 61