21. yüzyılın değerlerini anlayamamış Rusya lideri Putin, kendi 19. yüzyıl fantezilerini gerçekleştirmek için 24 Şubat 2022’de Ukrayna işgalini başlattı. Öncesinde de yine Ukrayna‘nın Birleşmiş Milletler tescilli sınırları içerisinde yer alan Donetsk ve Luhansk bölgelerini Ukrayna‘dan koparıp bu bölgelerin yeni birer devlet olarak tanıyacağını açıklamıştı. Bu aksiyonu üzerine ABD tarafından Rus bankalarının soverign debt denen, kamu borcunun finansmanı için fon sağlamayacaklarını deklare eden yaptırım planını açıklamıştı. Bu da çoğu çevreler tarafından ABD‘nin eski gücü olmadığına dair yorumların yükselmesine sebep verdi. Belki Putin de benzer şekilde düşündü ve Ukrayna‘yı işgal hareketine kalkıştı, bunun üzerine ABD‘nin ve özellikle Birleşik Krallık‘ın tepkisi çok sert oldu. Bu işgal üzerine ABD ve Birleşik Krallık, Rusya’nın resmen çağdaş finans sisteminden bağını koparttı.
İlk yaptırım paketi Birleşik Krallık‘tan geldi. Boris Johnson, yaptırımları, Birleşik Krallık‘ın şimdiye kadar Rusya‘ya yaptığı en ağır yaptırım paket olduğunu söyleyerek başladı konuşmasına. Kısacası Birleşik Krallık, bütün Rus bankalarını bütün Birleşik Krallık finans sisteminden çıkardı. Yani Birleşik Krallık‘ın sahibi ya da müdahili olduğu hiçbir para işinde Rus hesaplarının hiçbir bankacılık işlemini gerçekleştirilmeyecek. Clearing yani ödemeler yapılmayacak, kredi verilmeyecek, varlıklar dondurulacak, teminat alınmayacak verilmeyecek, akla gelen hiçbir bankacılık ve finans aktivitesi yapılmayacak anlamına geliyor. Yani eğer elektrik faturası dahi eğer bu İngiliz Finans Sistemi üzerinden gerçekleşiyorsa, yapılamayacak anlamına geliyor. Finans konusunda da Birleşik Krallık‘ın dünyada nasıl bir yerinin olduğunu anlatmaya gerek yok. Bugün ABD, New York ise bu asıl merkez, bundan önce İngiltere, Londra idi. Bugün hala City of London bölgesi, Londra‘nın içindeki, dünya finans sisteminin merkezi olarak bilinir. Bunlara ek olarak Putin‘in savaş makinasını fonlayan oligarkların ve bu gibi toplamda 100’den fazla hesabın Birleşik Krallık bünyesindeki bankalarındaki varlıklarına el konulması gibi diğer yan yaptırımları da söz konusu.
Daha sonra da ABD yaptırımları geldi, burada da Birleşik Krallık‘ın yaptığı yaptırımların neredeyse aynısı yapıldı fakat dünya SWIFT‘in kontrolü ABD‘nin elinde olması hasebiyle, Rusya‘nın SWIFT‘ten men edilmesi yaptırımı haberini ABD‘den bekliyordu doğal olarak. ABD Rusya‘yı SWIFT‘ten çıkarmadı. Bunun ne olduğunu birazdan anlatacağım, bunun yerine yine Rusya‘nın Birleşik Krallık‘ın yaptığı gibi bankacılık ve finans işlemlerini kendi üzerinden yapmasını yasakladı. Bu su manaya geliyor, Rusya Amerikan Doları, Euro, Sterlin ve Yuan üzerinden herhangi bir ticari transaksıyon gerçekleştiremeyecek. Yani para olarak bu kurları kullanamayacak. VTB ismindeki Rusya‘nın en büyük bankalarından biri, kontrol ettim en büyük ikinci banka olarak sıralanıyor, bu yaptırımlara konu olan bankalardan biri. Yine benzer şekilde ilk üçteki bütün bankalara bu yaptırımlar uygulanacakmış, bu da Rusya toplam finansal aktivitesinin dörtte üçüne karşılık gelen bir hacim oluşturduğu vurgulanıyor. Birleşik Krallık‘ta açıklananlara benzer şekilde yine oligarkların ABD‘deki bankalardaki hesapları donduruluyor. Bu hesaplardaki paraları kullanamayacaklar kısacası. Dolayısıyla Putin‘in siyaseti fonlanamayacak.

istock
Bu yaptırımlar ne anlama geliyor? SWIFT nedir?
SWIFT, Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication, kısaltmasıdır. Bu sadece bankaların birbirleriyle konuştukları özel bir tür GSM operatörü gibi düşünebilirsiniz. Uluslararası para transferi bu aracı sayesinde yapılır. Hani bu eskinin wire-transfer dedikleri. Yani aslında hala tel üzerinden telgraf çekme mantığı ile iletiliyor bu bilgi. Örneğin Türkiye‘den Avustralya‘ya para yollayacaksınız, İş Bankası, ODTÜ Şubesi üzerinde tanımlı hesabınızdan Avustralya Commonwealth Adelaide Rundle Mall Şubesi üzerinde tanımlı bir hesaba toplamda 4000 AUD yollayacaksınız. Bunu yaparken tabii ki sizin hesabınızdan önce Türk Lirası Avustralya Dolar’ına çevrilecek ve İş Bankası hesabınızın Avustralya Doları vadesiz döviz hesabında duracak. Siz para gönderme emrini bu hesap üzerinden, Avustralya Commonwealth Adelaide Rundle Mall Şubesi üzerindeki savings account‘a yapmak üzere veriyorsunuz. Bunun için bir mektup yazılıyor. Bu mektubun bir standardı var, yani her yerde aynı şekilde yazılıyor. Bu mektup daha sonra SWIFT‘e telgraf çekiliyor, burası işte muhabir banka denen yer, SWIFT kontrol ediyor, emir gelen bankada meblağ var mı, isim doğru mu, öteki gidecek hesap kim, eşleşiyor mu vs. IBAN denen şey de International Bank Account Number demek, bu numara ile hesap sahibinin ismi tutuyor mu diye eğer bir gariplik yoksa da işleme onay veriyor. Bu işlem toplamda minimum üç iş günü sürüyor. Uluslararası her işlem kısacası kontrole tabi demek. Yani öyle birine 1 milyon dolar yollarsanız, ABD sıze sorar, bu parayı nasıl kazandın açıkla diye. Eğer açıklamayazsanız da el koyar. Bu Uluslarası Bankacılık işlemleri artık eskidi, bunların yenileri gelecek, bu konular hakkında daha önce yazdığımız yazıyı da okuyun.
Peki ABD SWIFT‘ten atmadı da ne yaptı? SWIFT‘i kısaca kombi gibi düşünün. Nasıl kombiye gaz geliyor, başka bir yerden şu geliyor, borular var filan, fakat bizim istediğimiz ne? Sıcak para! İşte kombi bize o suyu ısıtıp verecek, sıcak suyu yani parayı. SWIFT kombi ise, bir istasyon gibi düşünelim bunu, ABD‘nin yaptığı yaptırımlar ise bu sistemdeki boruları sökmek gibi bir şey. Sonuçta Rusya kendi hesaplarına Amerikan Doları, Euro, İngiliz Sterlini ve Yuan transaksıyonu yapamayacak yani ne gönderebilecek ne de alabilecek. Bunu da bazı bankaları yasaklayarak yaptılar. Öte yandan diğer insanlara da diyor ki ABD ve Birleşik Krallık, bu para birimlerini kullanarak Rusya ile ticaret yapamazsın. Ha Türkiye mesela Rusya’dan Türk Lirası ödeyip gaz alabilir. Rusya‘nın bundan ne faydası olur? O Türk Lirası’nı verir geri domates alır. Fakat Türk Lirası’nda enflasyon var? E demek ki işte Amerikan Doları, Euro, Sterlin ya da Yuan boşuna kullanılmıyormuş değil mi? Eski usul barter denen, yani takas usulü işlem yapılabilir belki. Biz 10 ton domates veririz Rusya da bize gaz verir onun karşılığı filan. Gördüğünüz üzere işler tavsiyor, zorlaşıyor. Bu yaptırımlar Rus ekonomisini gerçekten çökertecek nitelikte. Çünkü bir şekilde sadece bu dört para birimi ile satılan bir hammadde ya da teknoloji almak zorunda Rusya.
Teknoloji demişken, ABD ve Birleşik Krallık, özellikle 21. yüzyılda olmazsa olmaz teknolojilerin Rusya‘ya verilmeyeceğini söylediler. Bugün dünyada bir iş yaparken, o işin know-how denen, nasıl yapıldığının bilgisi herkeste olmayabilir, o yüzden teknoloji transferi ile yapılır çoğu iş. 21. yüzyılda asıl ticaretin döneceği alanlarda da bu teknoliji transferlerinin yapılmayacağını söylüyor ABD ve Birleşik Krallık yani diyorlar ki “sen eski tur sanayin ile demir çelik çimento vs üret, çip, transistör, batarya, yazılım vs üreteme” zaten böyle böyle de zaman içerisinde teknolojik fark oluşuyor ve Rus ekonomisi git gide geri kalacaktır. Hatta daha bugün Taiwan Rusya‘ya çok ciddi çip yaptırımı yapacağını açıkladı. Zaten bugünlerde dünyada çip kıtlığı yaşanıyor, sadece bu çip yokluğu yüzünden çoğu malın fiyatı aşırı yükselmekte. Bu da ticari dengeleri bozuyor.
Bunların toplamı Rusya’yı durdurmaya yeter mi sorusuna gelirsek en son, net şekilde yeter diyebileceğimiz bir durum henüz söz konusu değil. Fakat bu yaptırımların daha da ilerlemesi söz konusu. Örnek olarak direkt SWIFT bağının kopartılması olabilir, ilaç ambargosu uygulanabilir, çip hiç verilmeyebilir. Bu listeyi uzatmak mümkün. Tabii ki bu yaptırımların hepsinin de kendi Nash Dengesi‘ni yaratacaktır. Bu da en azından şimdilik göründüğü kısmıyla Rusya‘yı Çin‘e daha da yaklaştırması gibi bir durumun ortaya çıkmasına sebep olacak gibi bir yoruma götürüyor bizi. SWIFT benzeri bir protokol Çin ve Rusya arasında, isteyen diğer ülkelerin de katılabildiği, örneğin, Güney Asya ülkeleri, Kuzey Kore, Orta Asya Türki Cumhuriyetler gibi bir yeni ekonomik kutup da oluşturulması mümkün. İşin bu kısımları artık başka oturumun konusu haline gelmeye başlıyor. Burada Rusya suyun içinde çözünüp çok olan tuz gibi olmayacağını biliyoruz, burada oluşan yeni Nash Denge‘si haline göre yeni durumlar ortaya çıkacaktır. Fakat şu haliyle Rusya artık Batı bloğundan tamamen uzaklaştırılıyor diyebiliriz.
Vitruvius Kadını
