Connect with us

Hi, what are you looking for?

istock

Finans

Okunma Süresi: 10 Dakika

21. Yüzyılda Warren Buffett İndikatörüne Güvenmek

Berkshire Hathaway dünyanın en büyük holdingleri listesinde yer alan gerçekten çok başarılı bir holding ve genel olarak yaptığı iş de finansal yatırım. Finansal yatırım Türk insanının düşündüğü gibi aslında sadece parayla para kazanma işi değildir, finansal yatırım demek gelecekteki para ihtiyacını karşılama işidir özü itibariyle. Yani bu da diyelim ki bugünkü 50 milyar doların -nominal varlıktan yani paradan bahsediyorum- bugün çevirebileceği ekonomik aktiviteyi bundan 20 yıl sonraki gelecekte de en az bugünkü kadarını çevirebilmeyi garanti altına almak amacıyla sarfedilen çabadır. Finans asıl olarak tam bu işi yapar. Para bulur, hazır eder. Warren Buffett’ın da bu konularda ciddi başarılı biri olduğunu herkes biliyor o yüzden o ne derse peygamber gibi takip ediyor insanlar. Fakat ben etmem! Dediklerine kulak veririm ama her dediğini harfiyen uygulamam.

Bence siz de böyle yapın. Kimseyi öyle körü körüne takip etmeyin. Kendi diyalektiğinizi kuramazsanız eğer bu dünyada özgür de olamazsınız. Özgür olmak, özgür düşünceden geçer önce. Özgür düşünemeyen birinin aksiyonları bir kere kesinlikle özgür değildir. Özgür düşünen biri belki özgürce hareket edemeyebilir karakteristik özelliklerinden ötürü, fakat zaten bu sonraki aşamadır aksiyon alma aşaması. Özgürce aksiyon alabileceği noktaya taşıdığı zaman bir insan kendisini işte o zaman hayatın tadına varmaya başlayacak demektir. Özgürlük kavramı ise aslında çok basittir. Yapmak istediğini yapma kabiliyetine (imkanına) sahip herkes özgürdür. Fakat bunu engelleyen herhangi bir şey sizin özgürlüğünüze çakılmış bir perçindir. Bu kısmı şimdilik burada bırakacağım, amacım umutsuzluk aşılamak değil çünkü. Şimdi evliler ya da sevgilisi olanlar, maaşlı çalışanlar vs. kendilerini umutsuz hissetmesinler. Benim asıl amacım zaten sizin bu sökmek istediğiniz perçinlerinizi çıkarmaya yardım etmek. Ha demiyorum ki eşinizi boşayın, işten istifa edin beni takip edin. Demek istediğimi zaman içerisinde yavaş yavaş anlatacağım.

Buffett’ın Coca Cola’sı

Warren Buffett’ın neden başarılı olduğunun çok yalın bir sebebi var. Warren Buffett uzun vade “değer” yatırımcısıdır. Yani alır parayı yatırır bir yere 30 yıl orada bekler. Kimileri hala ilk aldığı hisse senetlerini tuttuğunu söylüyor, 50 yıl olmuş yani. Kapitalist ekonomilerde her şey büyür, genişler, değeri yükselir. Daha doğrusu, şirketler kendilerini geleceğe taşıyacaklarsa eğer, tek bir gerçek şey var o da büyümek zorunda olmalarıdır. Yani Coca Cola mesela eğer hala var olacaksa gelecekte de hep daha fazla kola satmak zorunda. Kola içmemiş insan bulup ona kola içirmek zorunda ya da halihazırda kola içenlere daha çok kola içmeleri yönünde salık vermek zorunda, aslında kolayı içip içmemeleri çok da önemli değil Coca Cola için, kolayı satın almaları önemli. Warren Buffett da Coca Cola gibi bu çabayı -büyüme- gösteren her şirkete uzun vadeli yatırım yapar ve sonunda kazanır. Ha keza Apple hisse senetleri için de aynısı geçerli. Geçenlerde soruyorlardı Warren’a “neden teknoloji şirketlerine yatırım yapmıyorsunuz?” diye, o da cevap veriyor “anlamıyorum ki, anlasam yatırım yapardım zaten, ben anlamadığım işe yatırım yapmam!“. Apple sanki hafriyat şirketi yani. Warren evet belki biraz geri kafalı ama hala kurt bir yatırımcı, kabul etmek gerekiyor.

Şimdi siz eğer Berkshire Hataway’de bir yatırım hesabı açacak olsaydınız, şirketin sizden isteyeceği ilk şey: “paranızı ilk 3 sene çekemezsiniz, ilk 5 sene çekerseniz de %30 keseriz”, kabilinden bir anlaşmayı kabul edip imzalamanız olacaktır. Şimdi şöyle düşünün, biri Türkiye’de insanlardan kesinlikle ilk 3 sene geri vermeyeceği şekilde para toplamaya başlasa, ilk 5 sene içerisinde çekmek isteyenlerin mevduatını da bunu %30 cezalandırıp verse başarısız olmasının neredeye imkanı yok biraz da işi biliyorsa, bağlantıları vs. varsa hele. Çünkü önümüzdeki 5 sene içerisinde kesin 5 kat yapacak en az 10 hisse senedi zaten ben biliyorum. Bu işi yapacak olanlar daha çok bilirler. Fakat benim böyle bir fon oluşturamamamdaki asıl sebep güvenilirlik. Öte yandan ben 20-30 kişiye parasının 2 katını kazandırmış olsam kapıma yüzlerce kişi yığılır. Artık kapital gücünü de elime aldığım zaman kafam rahat şekilde çoğu yatırımımı yaparım. Batarsam da o benim sorunum olmaz ortada çok büyük bir para batacağından devlet bir şekilde bu zararı karşılamaya gider ki ülke ekonomisi bundan olumsuz etkilenmesin. Sonuçta borçlu olan ben değil tüzel bir kişilik olan şirket olacak. Şirketlerin de kanı canı olmaz. Burada anlattığım şey zaten on yıllardır bu işin yürütülme şekli. Bunun ötesi var işte zaten asıl konu da bu.

Anakronizme düşmek

Hep diyorum, demeye de devam edeceğim, “sanayi devrimi saikleriyle bugünü anlayamayız ” bu her konuda böyle. Geçen gün insanların hayallerinin sanayi devriminden kalma hayaller olduğunu yazmıştım. Ondan önce de eğitim sisteminin sanayi devriminden kalma eğitim modeli olduğunu yazmıştım. Bunu hayatın her alanına uzatmak mümkün. Hani şu an mesela sanat tarihinde impressionism, expressionism, romanticism, cubism gibi dönemler var ya bugün o dönemleri kitaptan okurken sanki yanyana sıralanmış parçalı zaman dükkanları gibi düşünüyoruz, birine girip öteksinden çıkıp öyle zamanda ilerlemiş sanıyoruz. Hayır! Bunlar olurken aslında o dönemlerden geçen çoğu insan bu geçişe hep direndi ve karşı çıktı, “olur mu öyle şey!” dedi, “bu ne saçmalık!” dedi, “bunlar aptal!” dedi. Bugün de aynı şeyler oluyor. İşte bu kitaplarda yazmaz böyle direkt şekilde. Yani hele sanayi devriminde lazım olacak insanı yetiştirmek için kurgulanmış müfredatta hiç olmaz. Çünkü o saikte fabrikaya mühendis lazım, işçi lazım, teknisyen, kalfa lazım. Şimdi bu ihtiyaçlar yavaş yavaş yazılım tarafına geçti bugün. Biliyorsunuz çok revaçta. “yazılım öğrenin” zihniyeti var. 2021 yılında yazılım öğrenmeye başlayan biri işte bundan 150 yıl önce dokuma tezgahında ilmek atmayı öğrenmesi gibi filan yani. Halbuki bundan 100 yıl önce quantum mechanics temelleri atılıyordu. O zaman da “olur mu lan öyle saçma şey!” diyorlardı, sıradan insanlar. “Ne o öyle proton mroton” diyolardı. Yine bir gazetecinin Einstein’a sorduğu bir soru: “Hakkınızda, düşüncelerini reddeden 100 fizikçinin ortak deklarasyonu olan bir kitap çıktı ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?” diye sorduğunda, Einstein: “Haklı olsalardı biri bile yeterdi!” diye verdiği cevap bize çok şey anlatıyor. Kıscası hani o mütiş zekice soru var ya “bunca insan yanılıyor olabilir mi?” cevabını bize tarih zaten veriyor: “evet olabilir!“, çünkü onca insanın tekmili birden yanılmışlığı var.

Buradan cihetle, “daha araba bile üretemiyoruz uzaya mı çıkacağız” argümanı da buna benzer. Otomobil nasıl üretilir konusunu anlayamamış olmak bu söylemin altında yatan sebeptir. Asıl sorun bugün bir otomobili üretmek değil daha çok o otomobilin sürdülebilir üretimi için sürdürülebilir bir pazar bulmaktadır. Çünkü kimse hayatı boyunca emek emek biriktirdiği parayı gidip noname bir marka için harcamak istemez. Herkesin hayali bildiğimiz üzere Alman premium otomobil markalarının ürettiği araçlar. İnsanlar ellerindeki her şeyi satıp onları almak istiyorlar, Türkiye özelinde konuşuyorum. O yüzden bugün çok süper bir otomobil gerçekten her anlamda BMW’dan Mercedes’den ve Audi’den daha iyi bir otomobil üretseniz bile bunu yeterli sayıda satamazsınız ve o fabrikalar da ekonomik olarak dönemezler. Zaten şu an öyle ha deyince de bu markaların ürettiklerinden daha iyi otomobil de ürtemezsiniz. Hatta hiçbir zaman yapamazsınız. Çünkü Audi’nin quattrosu, BMW’nun sürüş dinamikleri, Mercedes’in 2 litrelik 421 PS güç üreten motoru geçen sene üretilldi diye geçen senenin marifeti olmuyor bu 100 yıllık bir birikimin geldiği nokta oluyor. O yüzden bugün otomobil yapmak uzaya gitmekten çok daha zor aslında, çünkü asıl olay o şeyi bir kere yapmak değil sürdürülebilir bir üretim yapabilmek, dolayısıyla tamamen ticari bir problem. Fakat uzaya gitmek ise bugün çok daha kolay.

Unorthodox düşünebilmek

Ben fırsat buldum Johnson Space Center’ı gezme imkanı buldum. Bütün merkezi gezdim. Orion Spacecraft‘ı çıplak gözle gördüm. Bir başka yazım da bu terminoloji meselesinin çok önemli olduğunu söylemiştim. Dünya’da hava uçan her şeye aircraft denir. Bunun tam karşılığı da uçaktır Türkçede. Yani helikopter de bir uçaktır, yolcu uçağı da bir uçaktır. Yani bunların asıl bağlı olduğu kategori aircrafttir. Bakın burada Orion için ne deniyor? Spacecraft yani derin uzayda hareket eden gemi, araç neyse. bunun Türkçesi ne? Uzay gemisi. Türkiye Orion yapamayabilir bugün ama BMW’nun M5 modeli gibi bir otomobil yapmaktan daha yakındır Orion gibi bir uzay kapsülü yapmaya. Mesela Ay’a gidilen roketi gördüm. Bildiğiniz teneke. Ona binip yokuştan aşağı kaymazsınız bile. Bakın o derece tel maşa bir şeyden bahsediyorum. İçine girdim içi teknolojiktir heralde dedim, içi de soba borsunun içi gibi, teneke işte.

Uzaya gitme teknolojisi 60 yıldır neredeyse hiç değişmedi. Sistemler daha verimli filan oldu evet fakat kullanılan roketlerin teknolojileri bugün de aynı. Yani kabaca maytap gibi bir mantıkla çalışıyorlar. Türkiye Ay’a gidebilir mi? Parası yok şu an gidemez. Parası olsa gider. Türkiye uzaya bir şey gönderebilir mi? Gönderir. (bu arada uzay denen yer arzın yüzeyinden 100 km yukarısı her yer uzay) 10 sene çalışsın bu işler üzerine gönderir. Asıl mesela uzayda çalışabilecek aletleri yapmakta. ODTÜ’den Bilge Demirköz Hocamız bunlar üzerine 10 yıldır çalışıyor. Yeri geldiğinde bahsediyorum, Uzay radyasyonuna dayanıklı kaplamayı Bilge Hoca Türkiye’de üretti, üretti derken geçen hafta değil birkaç yıl önce filan üretti. Geçenlerde Spacex’in fırlattığı Göktürk 5’in içindeki komponentlerde var bu kaplama. O uydu yanılmıyorsam %50 türk imalatı. Bir %30u filan da ekonomik sebeplerden dolayı dış alım yapılmıştır. Yoksa üretilemeyeceğinden değil. fakat bir %20’lik kısmında belki teknoloji eksikliğimiz vardır. Zaten bu giderilsin diye bu ajans kuruldu. Bilge Hoca’nın daha başka çalışmaları da var kendisini twitterdan takip edin. Daha geçen gün çok güzel bir radyasyon nedir flood’ı paylaştı, o kadar rafine bilgiyi o kadar çabuk başka yerde bulamazsınız yani. İşte olaylara bu şekilde bakmaya biz out of the box düşünce diyoruz. Böyle toplum beni kabul etsin diye vasat muhalefet yapmanın anlamı yok. Beni mesela etmesin kabul öyle sıradan insanlar, gerçekten istemem. Konu muhalefet konusu da değil. Geleceğim yer çok ilginç bunları neden Warren Buffett başlığı altına yazdım onu söyleyeceğim.

Buffet İndikatörü vs Intangible Assets (somut olmayan varlıklar)

Son zamanalarda bizim bütün ekonomistlerimizin ağzında bir laf var değil mi? Gerçekten seviyeleri çok düşük. Biraz da bunlara bakınca anlaşılıyor neden Türkiye bu kadar geri kaldı diye. Warren Buffett göstergesi denen bir şeyden bahsediyorlar. bunların hepsi bu göstergeyi bakın daha son bir sene içinde öğrendiler. Buna hiç şüphem yok çünkü bu göstergeye böyle hayatın anlamıymış gibi bu kadar sarılmaları ve borsanın çökeceğini ancak bu gösterge ile anlatabiliyor olmaları onların eksikliği.

Nedir bu Warren Buffett göstergesi? Adam çok basit bir mantık yürütmüş bundan 50 sene önce. Yani daha bilgisayar filan yok, internet yok, yazılım yok, otomasyon yok iken filan. Bir ülkenin borsalarındaki şirketlerin piyasa değerleri o ülkenin nominal GDP’sine oranı cinsinden bir gösterge bu. Şimdi bu gösterge sadece bir gösterge bu oranın bir anlamı yok zaten. Çünkü bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin kaç kaçı borsada işlem görüyor filan bu hiç hesaba katılmıyor. Tarihi zirve %70mis de şimdi de %80 olmuş o yüzden ABD borsaları balonmuş. Hep ne diyoruz? Sanayi devrimi dönemi diyalektiği ile bugünü anlamaya çalışmak işte ET gibi bisikletle Ay’a gitmeye çalışmaya benziyor. Sen bak o göstergeye. Warren Buffett eminim çoktan bunu terketti bile. Warren Buffett hala o indekse değer veriyorsa zaten sıraya girin Warren Buffett servetini kaybetmenin eşiğinde demektir. Günümüz paradigmasını bu kadar anlayamamış birinin 100 milyar dolar sahibi olmayı haketmiyor. Eğer o adam bu servetini koruyor ve üzerine de koyuyorsa emin olun bu kendi eski göstergesine bakmıyordur.

Üretimin elle ve hadi sadece makinalar ile yapıldığı bir dönemde mantığa köşeli de olsa ancak oturan bir indeks ile 2021 yılında Blockchain denen bir şeyin icat edildiği, marketlerin yani borsaların çok farklı saiklerle işletildiği, ağır sanayinin değil teknoloji şirketlerinin piyasayı domine ettiği çok daha farklı bir sürü 21. yüzyıl anlayışının hakim olduğu bir dönemde bu köhne yöntemin borsaların balon olup olmadığını hissedeceğini düşünen varsa gitsin parasını harcasın. Bunun bir diğer yansıması da şirketlerin F/K oranları 10’u geçmiş çok pahalı. Bugün bir teknoloji şirketinin yaptığı AR-GE sonucu nasıl bir yeni döneme kapı açacağını kimse bilemez. Örneğin Google, IBM ve daha birçok başka teknoloji şirketi bugün Quantum Computing denen alanda araştırmalar yapıyor ve milyarca dolar harcıyor. Bu alanda gerçekten işe yarar bir hesaplama teknolojisi üretildiği zaman ufuk ötesine geçilmiş olunacak. Bunun bir kısmı da bugünden fiyatlanıyor ve F/K oranları daha üst mertebelere çıkıyor. Bu kadar basit bir şeyi hesaba katmamak kimse kusura bakmasın gerizekalılıktır.

Eskiden üretimin arkasındaki şey üretilen maldı. Bu mal da tangible denen somut elle tutulan bir şeydi. Bu düşünce artık eskimiş halde. Şu an mesela metadata‘yı tutabilen biri var mı? Tutmayı geçelim, bu şey bir iş yapmayan biri için hiçbir anlamı yok. Yani birisi için “0”, sıfır değeri varken bir başkası için 1 milyar dolar değerinde olabilir. E ben de ona satarım diyemiyorsunuz metadatanın çünkü o kişiye lazım olacak olanı sadece para ediyor. Ne bu metadata? Mesela işte Amazondaki Nike ayakkabı alan insanların diğer ayakkabılar için attığı likelar, yorumlar vs. hatta, attığı like vs değil, Nike ayakkabılara bakarken harcadığı vakit, hangi ayakkabı modelinin o 6-7 tanelik görselinin hangisine en çok baktığı gibi şeyler metadata. Şimdi bunu mesela Tokat’ta oturan Mehmet’e verseniz ne yapacak bu datayla? Fakat bu data Adidas için çok değerli. Ha Mehmet o zaman bu datayı gider Adidasa satar? Satamaz çünkü o metadata başka yerde de var. Adidas onu Mehmet’den almaz. Çünkü Mehmet o metadatanın devamını sağlayamaz. O lazım değil bize. Bugün ne olmuş, yarın ne olacak, öteki gün nasıl, Adidasa bu lazım.

Warren Buffett göstergesi bunu hesaba katıyor mu? Ya alınan satılan mal nasıl olsa Adidasın bilançosuna işlenmiyor mu oradan görülecek bu? Hayır önümüzdeki 10 yıl içinde hangi şirketin ne kadar büyeyeceğini o şirketin kendisi bile bilmiyor. Tesla bugün bütün konvansiyonel otomobil üreticilerinin toplam değerinden daha fazla. Mercedes bu arada otomobilinden, kamyonuna, otobüsünden, askeri araca her türlü yerde giden makinayı üreten bir firma. Demin baktım 1926 yılında kurulmuş yüz yıldır üretim yapıyor bu marka. Buna VW koy, BMW koy TOYOTA koy hepsini topla Tesla etmiyor. Neden? Bu iş sadece araba üretip satmak olmayabilir mi acaba? Tesla şişti balon oldu. Yarın Tesla şöyle bir şey dese mesela: Ben subscription (abonelik) yöntemi ile araba kiralayacağım, herkes online üye olacak, yıllık 10 saat, 20 saat 100 saat 500 saat kullanım hak alacaksınız, model s için şu kadar x için bu kadar y için şu kadar, bunu da gelip fabrikada çalışarak bile ödeyebilirsin” dese, Tesla 10 kat daha değerlenmez mi? Bunun bir benzerini Amazon mesela “yakında uzay seyahati başlayacak ben uzay kargoculuğu yapacağım” dese mesela? Ya da Apple ben “iCraft” diye bir şey yaptım, süper bir mekik yaptım dese? Bundan 20 sene sonra diyebilir yani.

Warren Buffett göstergesine Warren Buffett’ın artık kendisinin baktığına emin değilim ben. Fakat bizim müthiş ekonomistler bunların peşindeler. Hepsinin de YouTube’da 100 bin den 500 bine kadar takipçisi var. Asıl balon bence kendileri.

Borsaların ben balon olduğunu düşünmüyorum yatırım tavsiyesi değildir. gidip “Vitru dedi ben hisse senedi aldım” demeyin sakın. Zaten SPK lisansım filan yok. O yüzden benim dediklerim sadece bir yorumdur, günlük ya da uzun vade al-sat tavsiyesi niteliğinde değildir. Bu borsaların düşmeyeceği anlamına gelmez. Fakat bu yükseliş trendinin ben S&P endeksinin en az 5000 – 5500 puana gelene kadar devam edeceğini düşünüyorum. bu da XU100’u 2000 puana getirir, 2200 filan da olabilir. Fakat Türkiye’nin jeopolitik riskleri çok yüksek. ABD, Fransa, Yunanistan ve Arabistan yani bütün yarımadayı kastediyorum, aslında toplamda İsrail yani Orta Doğu ve Doğu Akdeniz, üzerine balkanlar ve biraz da Kafkasya problemleri var. Bunlar hem siyasi, hem jeopolitik hem de uluslararası ilişkiler ve politik meseleler. O yüzden yakın zaman içerisinde biraz bu konular üzerinde konuşmaya gayret edeceğim.

Tartışma ve sonuç kısmı diyelim bu başlığa akademik üslub gereği

Sonuç olarak insanlar sanayi devrimi alışkanlıklarından kopabilmiş değiller o yüzden önlerine gelen bir sorunu da bu saiklerle değerlendiriyorlar ve dolayısıyla sundukları çözümler de bu paradigmaya bağlı şekilde oluyor. O yüzden bazı fırsatları doğru değerlendiremiyorlar. Dahası, içinde şu an bizzat yaşadığımız dönemi anlamanın yakınında bile değildir.

Türk Uzay Ajasının uzaya gitme vizyonu ile dalga geçilmesi buna da argüman olarak “araba bile üretemeyen bir ülke uzaya nasıl gitsin!” olması bu vizyon ile alakalı olmadığı ifade edildi. Otomobil üretmenin tamamen ticari bir durum olduğu ve üretilecek arabanın satış rakamlarının yeterli olmayacağından dolayı Türkiyenin bu treni kaçırması sebebiyle bu işe girişmediğini konuştuk. Öte yandan bugün içten yanmalı motor teknolojisinde gelinen nokta için trilyonlarca dolar ar-genin ve milyarlarca adam-saat araştırma geliştirme faaliyetlerinin bir ürünü olduğunu gözden kaçırıldığını o yüzden 2 litrelik 400 beygir gücüne sahip düşük sarfiyatlı bir benzinli motor üretmenin roket yapmaktan daha zor olduğunu belirttik.

Warren Buffett göstergesinin sanayi devrimi özellikleri gösteren piyasalar için geçerli bir gösterge olduğundan bahsettik. Bu göstergeyi bugün Warren Buffett’ın kendisinin dahi takip ettiğinden emin olamayacağımızı belirttik. Yeni piyasanın teknoloji ve gelecek teknolojilerini fiyatlama eğiliminde olduğundan bahsettik. Buna bir de yeni nesilin alışkanlıkları ve davranışlarını eklemek gerekiyor. yazıda yok bu kısım ama burada lafını geçirmiş olalım. eskiden boomerlar dünyada Ekonomiyi oluştururan bugün y-z ve gelecekte de alfa kuşağı ele alacak bunu. Boomerların ve x kuşağının biriktirdiği sermaye artık daha ilerici kafaların eline geçecek.O ara çok daha efektif şekilde kullanılacaktır. O yüzden belki ekonomilerimiz aslında hala daha olacağından çok daha küçük olabilir.Bunlar ekseninde borsaların belki de aşırı fiyatlanmadığını yani bu durumda bir balonun olmama ihtimalinin de olmadığı anlamına gelmediği konusunu konuştuk. Hep negatif fiil çektim anlaşılması zor olsun diye. ahaha. abd’de böyle yapar avukatlar, en anlaşılmayan anlaşma metnini hazırlayan avukat en iyi parayı alır ahaha. dalga geçmiyorum gerçekten böyle bu.

Not: Bu yazı 10 Şubat, 2021 tarihinde yazılmıştır. Yazılanlar bugün için çok sıradan gelebilir fakat yazının 7 ay önceden yazıldığı özellikle göz önünde bulundurulması okuyucu için çok daha zihin açıcı olacaktır.

Written By

Vitruvius Kadını

1 Comment

1 Comment

  1. Pingback: Buffett indikatörü nedir? - Zahid Tekbaş

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

.

Bunları da beğenebilirsiniz

Econ 101

Enflasyon hakkında konuşmadan önce aslında nominal varlık – reel varlık nedir bunun bir ayrımını yaparak başlamak gerekiyor. Nominal varlık nedir diye anlatmadan önce de...

ABD Ekonomisi

ABD Merkez Bankası FED Mayıs ve Haziran FOMC toplantılarında sırasıyla 50 ve 75 baz puan faiz arttırımlarıyla kendilerine göre fazla ısınan ekonomilerini biraz olsun...

Sosyoloji

Politikayı küçümseyen ya da bir kenara koyan her birey profesyonel hayatında kaybetmeye mahkumdur, hadi hadi kayıp demeyelim de büyük bir potansiyelin kaybı diyelim buna....

BIST

Geçtiğimiz sene 2021 ve hatta 2020‘nin devamı gibi olduğu için 2020‘den bu yana düşünmek daha doğru olacaktır, dünya borsalarında ilginç hareketler gördük. Bundan tabii...

Ekonomi

Türkiye’de konservatif kapital, yani konservatif kafanın, zihniyetin elindeki sermaye 21. yüzyıl ideallerini anlamanın çok uzağında olduğundan kendisini 21. yüzyılın ikinci yarısına atmayı başaramayacak. Bunun...

Felsefe

Klasik dönem felsefecilerinden Platon ve Aristoteles‘in insan-topluluk-devlet anlayışı üzerinden siyaset nedir, neden yapılır, neden yapılmalıdır gibi konuları konuşacağımız bir yazı olacak. Bunu anlatırken de...

Econ 101

Enflasyonist ortamda paranın değerini korumak için yapılması gerekenler tarafında bu sefer daha özele inip borsa yatırımı enflasyonist ortamda iyi bir fikir midir konusunu tartışmamız...

Türkiye Ekonomisi

Bu konu kendi özelinde konu bana göre çok çarpıcı. Bunun sebebi de aslında Türk halkının fakirliğinin temellerindeki problemlerinden birinin Türk halkının kendi karakteristik özelliklerinin...

Sitemizde bulunan toplam yazı sayısı: 63